Uyku eğitiminin ise ağlayarak uyutulduğu gibi kötü bir şöhreti var. Peki gerçekte böyle mi? Bu ve benzer soruları Uzman Psikolog Tuğçe Yılmaz ile konuştuk.
Birçok anne, rastgele uyutmak yerine, çocuğun kendi kendine ve yeteri kadar uyumasını sağlamak için uyku eğitimi yöntemlerini deniyor. Uzm. Psikolog Tuğçe Yılmaz, uzun süredir bu konuda annelere rehberlik ediyor.
Tuğçe Hanım çocuklarda uykunun önemi nedir? Çocuk gelişimini nasıl etkiler? Kısaca bundan bahseder misiniz?
“Uyusun da büyüsün” diye bir deyim vardır, bu çok doğru bir sözdür. Uyku, çocukların fizyolojik, psikolojik ve de bilişsel süreçlerini büyük oranda etkiliyor. Uyuyan çocuklar hem daha huzurlu hem de mutlu oluyorlar. Psikolojik ve bilişsel olarak algılama yetenekleri daha yüksek oluyor. Yapılan araştırmalarda ve testlerde zeka puanları verdikleri cevaplar kendilerine göre az uyuyan yaşıtlarından çok daha yüksek çıkıyor. Böyle bir bilişsel getirisi var. Tabii fizyolojik olarak da uykuda büyüme hormonu salgılanıyor. Biliyorsunuz ki bu büyüme hormonu çocukların gelişiminde çok etkilidir. Onların ilerleyen dönemlerinde ki gelişimlerine de büyük oranda etkiliyor.
Uyku eğitiminin verilip verilmemesi noktasında bazı aileler çok yararlı ve faydalı olduğunu düşünürken, bazıları da hiç gerek olmadığını, yıpratıcı ve yorucu bir süreç olduğunu düşünüyorlar. Konu ile ilgili fikirlerinizi ve yorumlarınızı alabilir miyiz?
Her çocuk uyku eğitimini alacak diye bir kaide yok. Fakat uykusuzluk çok büyük bir stres kaynağı. Uykusuzluk ailenin dinamiklerini etkilemeye başlıyorsa gerekli görüyoruz. Bebek ve anne uykusuz olduklarında stresli ve tahammül düzeyleri düşük oluyor. Çünkü gün içerisinde anne onun öz bakımını gerçekleştirmek zorunda, oynamak ve aktivite yapmak durumunda, ilgisini, sevgisini, şefkatini vermek durumunda. Uykusuz kalınca ne oluyor, annenin bütün motivasyonu düşüyor. Gece boyunca bebek uykusuz kaldığına göre gün içerisinde huzursuz bir çocuk haline geliyor. Çünkü yeterli uykuyu uyuyamamış oluyor. Burada ilişki bozulmaya başlıyor, annenin sesi yükseliyor, çocuğu ile olan ilişkisi bozulmaya başlıyor, eşi ile ilişkisi bozulıyor. Ve bu tahammülsüzlük sebebiyle mutsuzluklar başlıyor. Böyle bir durum varsa burada uyku eğitimi gerekli. Ama bazı çocuklarda bunu kendi kendilerine yapabiliyorlar. Doğduğundan itibaren düzenli uykuya sahip oluyor. Annesini çok fazla zorlamıyorsa burda tercih meselesi oluyor. Eğer işte anne çok yıprandım, eşimle aram bozuldu, ailemiz berbat durumda veya boşanmanın eşiğine geldik diyorsa tabii ki de süreçleri kolaylaştırmak adına eğitim alınması çok daha uygun bir karar. Uyku eğitiminde bazı yöntemler var çocuğu terk etmeye dayalı olan, ben öyle bir yöntem kullanmıyorum. Daha güvenli, bağlanmayı koruyan ve daha psikoloji odaklı bir çalışma uyguluyorum.
Eğitim almayan aileler nelerle karşılaşıyor?
Çocuklar bağımlılıklar geliştirir. Kucağınızda sallıyorsunuz ya da bazı anneler göğsünde uyutur, bazen saatlerce ayağınızda sallıyorsunuzdur. Bu bağımlılıklar bir süre sonra uyku kalitesini bozmasının yanı sıra çocuk bunlardan yararlanmaya başlıyor. Kucağınızda sallamadığınız zaman ağlıyor ve o istediğini alıyor. Ve bunu bu sefer sadece uyku anında yapmıyor bütün hayatına genelliyor. Birçok şeyi ağlayarak istemeye başlıyor. 0 - 2 yaş döneminde problemli olmasa da 2 yaş sendromu ile beraber davranış olarak aileyi yormaya başlıyor. Aynı zamanda bir şeye bağımlı uyuyan çocuklar gece uyuna biliyor. Uyku döngülerini kendi atlatamadı için annenin desteğini ihtiyaç duyuyor. Çünkü bağımlılıklarla uyuyan çocuklar genellikle kaliteli uyumuyorlar. Defalarca uykusu bölünüyorsa bir çocuğun, büyüme hormonlarından da tam randımanlı olarak yararlanamıyor demektir. O hormonların bölünmesi de gündüz huzursuzluklara sebep oluyor.
Uyku eğitimi bebekle aile arasındaki bağı zedeler mi? Kızmaz mı, alınmaz mı, kırılmaz mı?
Burada yöntem çok önemli. Uyku disiplinleri var, uyku eğitimi yöntemlerinde çok katı olan yöntemlerde var. Bırakın odaya çıkın veya ağlasın ağlasın uyusun gibi. İşte bunu 3-4 gün yaparsınız 4'üncü gün çocuk kendi kendine uyur. Bunlar bana sert gelen yöntemler ve benim kullandığım yöntemler değil. Daha bütüncül bakmak lazım. Çünkü bir tek uykuya odaklanırsanız birçok şey kaçırmış oluyorsunuz. Bebeğinizle aranızdaki bağın kurulmasında birçok dinamiğin etkisi vardır; onun öz bakım ihtiyaçlarını karşılamanız, onunla oyun oynamanız, ona sevginizi göstermeniz, babasıyla olan ilişkiniz, evdeki huzur gibi. Uyku sadece bu bağın küçük bir kısmını oluşturur. Uyku eğitimi süresince onu yalnız bırakmaya dayalı bir yöntem kullanmıyoruz. Gerektiğinde ona destekler vereceğimiz ve o uykuya geçene kadar onunla birlikte odada bulunacağımız için onunla aranızdaki bağ sarsılmayacak, uyku eğitiminden sonra sizin uykusunu almış bir anne olmanız, onun uykusunu almış bir bebek olması nedeniyle ilişkiniz daha kaliteli bir hal alacaktır. Ama bunun aksi bir durum olursa işte çocuğu çok zorlarsanız ve onu yalnız kalmaya terk ederseniz, gün içerisinde de onunla yeteri kadar ilgilenmezseniz ve de aile dinamikleriniz bozuksa vesaire burada güvenli bağ sarsılabiliyor. Binden fazla süreçle çalıştım, eğitimi tamamladıktan sonra aldığım geri dönüşlerin hepsi çok güzel; hocam gerçekten yemesi düzeldi, büyümesi daha dik seyrediyor diyorlar.
Uyku eğitimi, çocukları ağlatarak uyumaya terk etmek midir? İlerde bir sakıncası oluyor mu?
Bunun üzerine deneyler çok yapıldı. Amerika'da Avusturya'da özellikle çok kontrollü deneyler yapıldı. 7 aylık çocuklardan bir grubuna uyku eğitimi verildi ve 7 yaşına kadar gözlendi. Buna bağlı olarak psikolojik problemler çıkacak mı diye ama bulgulara rastlanmadı. Ağlamaları noktasında şöyle bir şey söyleyebilirim, bütün insanlar yeni bir sürece uyum sağlama yetisindeyiz. Ama bu uyumu sağlarken de birazcık zorlanıyoruz. Şimdi bir bağımlılığınızı düşünün vazgeçerken ne kadar zorlanıyorsunuz yetişkin biri olarak. Uyku eğitimi; çocukları bağımlılıklarından kurtarıp, bağımsız uykuya geçirdiğimiz bir süreçtir. Bu süreçte birçok eski alışkanlık terk edilir. Bağımlılıkların terk edilmesi çocukların tepki vermesine sebep olur ve tepkilerini de ağlayarak dile getirirler. Çünkü iletişim şekilleri budur. Bebekler acıktıklarında da ağlarlar, susadıklarında da, altları pislendiğinde de… Bu ağlamalar ilk günler yüksek perdeden olsa da, sonrasında tepkiler düşecek ve tamamen kaybolacaktır. Bu tepkiler bebeğinizin bireysel farklılığına göre şiddet ve süre olarak değişim gösterir. Bu ağlamalar kontrollü ve onu travmatize edecek ağlamalar değil tolere edebiliyorlar. Fakat şu konuda rahat olun ki bu ağlamalar bebeğinizin psikolojisini bozacak, ona zarar verecek ağlamalar değildir. Dil gelişimini tamamlamış çocuklar ise bahaneler uyduruyorlar. Işığı açmak istiyor, karnım acıktı diyor, odadan çıkmak istiyor. Kullandığım yöntem nazik bir yöntemdir. Anneye tamamen odanın içinde tutuyorum ve ilk günler özellikle kucağına alabilir, okşayabilir, konuşabilir, sevebilir. Zaten öncesinde rutinler de yapıyoruz. Bu şekilde ağlamaları en aza indiriyoruz.
Uyku eğitimi hangi yaşlar için verilebilir?
Uyku eğitimi; 4 aydan 5 yaşa kadar verilebilir.
Eğitim sürecine baba, anneanne, babaanne, bakıcı dahil olabilir mi?
Evet eğitim sürecine baba, anneanne, babaanne, bakıcı dahil olabilir. Özellikle çalışan annelerle yürüttüğümüz süreçlerin tümünde bunlardan biri ya da birkaçı sürece dahil oldular. Aslında annenin yükünü hafifleterek sürecimize iyi yönde de katkıda bulundular.
Bebeklerin akşam yatma saati nedir?
Bebeklerin erken yatması hem büyüme hormonlarından yararlanmalarını hem de vücudun kendini yenilemesini sağlar. Ayrıca anne babanın birbirine vakit ayırabilmesi ve dinlenebilmesi için de çok önemlidir. Çocuklar akşam 22.00 den önce uyumuş olmalıdırlar. Bazen şöyle bazı sorular alıyorum ‘Hocam eşim eve 20.30 da geliyor ve biraz vakit geçirsinler istiyorum’ ya da ‘hocam ben çalışıyorum ve işten 19.00 da çıkıyorum’. Bazı uzmanlar çocukların her gece aynı saatte yatmaları gerektiğini söylüyorlar. Evet bir yatma aralığı olmalı ama çocuklar robot değiller ve gün içerisindeki uyku süreleri zaman zaman kayabiliyor. Şartlandırılmış bir saat her aileye uymayabilir. Burada ailenin çocukla vakit geçirmesi için iş saatlerini önemsemek önemlidir. Tabi ki 23.00’e kadar çocukları ayakta tutun diyemem ama sabah kalkış saatleriyle birlikte bu gece yatışı esneyebilir. Çocuk uyku eğitimi alıyor ve her gün 19.00 da yatırılması söyleniyor. Ama baba eve 19.30 da geliyor. Burada tavsiyem saatin biraz ileri atılmasıdır. Uyku önemlidir ama baba-çocuk ya da anne-çocuk ilişkisi daha önemlidir. Bir yeri yaparken bir yeri bozmak olmaz. Şartlar el verdikçe ve saat çok yukarı alınmamakla birlikte çocuk ailesiyle vakit geçirmelidir. Zaman zaman çocuğun bize verdiği biyolojik saate göre bunu ayarlayamadığımız süreçler de oluyor ama genellikle ve mümkünse ayarlanması taraftarıyım. Unutmayın bebekleriniz robot değil! Onların sağlıklı uykuyla birlikte sağlıklı bir anne baba ilişkisine de ihtiyaçları var.
Kaliteli bir uyku nasıl olur?
Kaliteli bir uyku karanlık bir ortamda olur. Bunu herhâlde bilmeyen yoktur. Bir de gece karanlıkçı, gündüz aydınlıkçılar var. Bilimsel olarak kanıtlanan gerçek şu ki; uyku sırasında beynin hipotalamus bölgesinden gece salgılanana "Drakula hormonu" denilen melatoninin, yeterli salgılanmasının karanlıkta uyumayla mümkün olduğunu, bunun parlak ışık altındaki uyku sırasında yeterli salgılanmadığını biliyoruz. Uyku sırasında beynin hipotalamus bölgesinden salgılanan melatonin hormonu ancak karanlıkta salgılanabiliyor. Bu hormon, kanser ve diyabete karşı koruyucu etkiye sahip. Gece çalışıp gündüz uyuyanlarda kanser oranları daha yüksek. Sabahları dinç uyunmak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek istiyorsanız karanlıkta uyuyun. Melatoninin salgılanmasını sadece gün ışığı değil, yapay ev içi aydınlatma ve özellikle mavi ışık da engelliyor. O yüzden bebeklerinizi karanlıkta uyutun eğitimini iyi almış, uyumayı öğrenmiş bir bebek aydınlıkta da uyuyor. Ama evde karanlık ortam oluşturabiliyorsanız neden çocuk gün ışığında uyusun ki.